Vay Tiền Trả Góp 24 Tháng. Vücudumuzda bulunan organik besinlerin çeşitli yollar ile parçalanarak, vücudun ATP enerjisi üretmesi olayına solunum denmektedir. Bu olayı açıklayacak olursak; kan hücrelerimize oksijen ve besin taşımaktadır. Hücrelerimize taşınmış olan besinler oksijen tarafından yakılmaktadır. Bu şekilde besin – oksijen birleşiminden meydana gelen enerji durumuna solunum olayı sırasında; – Hücre oksijen almaktadır. – Hücresel solunum oksijen olduğu zaman besinlerden ATP enerjisi üretilmektedir. – Vücuttan karbondioksit ve su meydana gelmektedir. – Solunum sırasında meydana gelen karbondioksit vücuttan solunumu Besin maddelerinin hücrelerimizde oksijenli ya da oksijensiz bir şekilde parçalanarak enerji açığa çıkarılma olayına denmektedir. Oksijensiz solunum, vücudumuzda bulunan glikozun oksijensiz ortamda parçalanarak enerji elde edilmesi durumudur. Oksijensiz solunumun, anaerobik solunum ya da fermantasyon olarak da bilinmektedir. Oksijenli solunumda ise enerji veren besin maddeleri oksijenli bir ortamda sıralı kimyasal reaksiyonlarla karbondioksit ve suya kadar parçalanmaktadır. Bu besin maddelerinin bağlarındaki enerji ATP nin yapısına solunum Solunum organlarıyla yapılan gaz alışverişi durumudur. Tam anlamıyla soluma dediğimiz olaydır. Dış solunum iki aşamada gerçekleşmektedir. İlk aşama soluk alma yöntemiyle havanın akciğere çekilmesi durumudur. Diğer aşama ise soluk verme yöntemiyle akciğerdeki havanın dışarı atılması durumudur. İnsanlar ağız ve burnundan nefes alabilmektedir. Ancak burundan nefes almak daha yararlıdır. Çünkü, burun içindeki mukozanın alt kısmındaki damarlar alınan havanın ısınmasını sağlar. Ayrıca burun içindeki sümüksü yapı havadaki mikropların içeri girmesini engeller. Bu şekilde burundan nefes alıp ağzımızdan verildiği taktirde daha sağlıklı bir şekilde solunum Hücrenin kan ya da diğer vücut sıvıları aracılığıyla yaptığı gaz alışverişi durumudur. Hücreler içinde oksijen ve karbondioksit alışverişi olmaktadır. Bu biyoloji yanma olarak nitelendirilen olaya iç solunum denmektedir. Organizmalarda gerçekleşen asıl solunum iç solunumdur. Hücrelerin yaşamsal faaliyetlerini sürdürebilmesi için iç solunum yapmaları şarttır. İç solunum olayında; hücreye enerji yüklü bileşikleri gelmektedir. Karbondioksit ve yağ benzeri maddeler yanarak enerji vücutta serbest bir hale Sistemi Oksijenin hücrelere ulaşmasını, karbondioksit’in ise dışına atılmasını sağlayan sistemdir. Solunum sisteminde burun ya da ağız yoluyla alınan oksijen sırasıyla ağzı, gırtlak ve soluk borusundan geçmektedir. Buralardan geçen hava içindeki oksijen akciğerlere ulaşmaktadır. Daha sonrasında hava akciğerlerde bulunun bronşlardan geçerek alveollere gelmektedir. Alveoller bu oksijenin kana geçmesini sağlamaktadır. Kan ise taşıyıcı özelliğini kullanarak oksijeni hücrelerimize ulaştırmaktadır. Hücrelerimiz ise oksijen yardımıyla besinlerden enerji elde eder. Ortaya çıkan karbondioksit ise havada bulunan oksijenin geliş hattını takip ederek vücudumuzu ağı ve burundan çıkmaktadır. Görüldüğü gibi solunum sistemimiz ağız,burun,gırtlak,soluk borusu, akciğer ve bronşlardan Hücreli Canlılarda Solunum Tek hücreli canlılar prokaryot ve ökaryot canlı olmak üzere ikiye ayrılmıştır. Amip gibi tek hücreli canlılar tarafından solunum, hücre yüzeyi ile yapılmaktadır. Hücre yüzeyleri difüzyon olayı ile tek hücreli canlının bulunduğu ortamdan oksijen almaktadır. Yine aynı olay ile ortama karbondioksit gibi su içinde oksijen bulunmaktadır. Bunun nedeni atmosferde ya da su içinde fotosentez yapan oksijen miktarı havadaki oksijen miktarına göre daha azdır. Suda bulunan oksijenin canlı tarafından hücreye alınabilmesi için, hücre yüzeyindeki oksijeni azalmış su sürekli değiştirilmelidir. Bu olayın gerçekleşmesi için tek hücreli canlılarda bulunan sil, kamçı ve yalancı ayaklar Meydana Gelen Solunum Bitkilerde difüzyon ile gaz alışverişini gerçekleştirecek sistem bulunmaktadır. Bunun haricinde özel bir solunum sistemleri bulunmamaktadır. Bitkiler stoma ve lentisel adı verilen yapılara sahiptir. Bitkiler bilindiği gibi fotosentez yapmaktadır. Fotosentez olayında stomanın çok önemli işlevi bulunmaktadır. Stoma solunum için dışarıdan oksijen alıp dışarıya karbondioksit vermektedir. Fotosentez için ise gerekli olan karbondioksit miktarını sağlamaktadır. Bitkilerde bulunan yaşlı dokularda solunum olayında stoma kullanılmamaktadır. Gaz alışverişi lentisel yani kovucuk denilen delikler aracılığıyla yapılmaktadır. Kovucuklar sürekli açık bir şekildedir. Ayrıca bitkilerin köklerinde bulunan emici tüy hücreleri oksijen ve karbondioksit alışverişini sağlamaktadır. Bazı bataklık bitkileri ise kendilerine özgü hava köklerine Meydana Gelen Solunum Olayını Kısaca Açılayacak Olursak; Hayvan organizmaları görevlerini yerine getirecek düzeyde oksijene ihtiyaç duymaktadır. Organizmanın içinde bulunduğu duruma göre ihtiyacı olan oksijen miktarı değişiklik Yaptığı Başlıca Solunum Tiplerini Sayacak Olursak; – Vücut yüzeyi aracılığıyla gerçekleştirilen solunum – Solungaçlar ile yapılan solunum – Akciğerler ile yapılan solunum – Strake sistemi aracılığıyla yapılan solunumHayvanlarda solunum sırasında solunum çeperleri sürekli nemli bir vaziyette bulunmaktadır. Bu solunum çeperleri ince bir yapıya sahip olup yarı geçirgen özellik göstermektedir. Gaz alışverişi difüzyon olayıyla gerçekleşmektedir. Hayvanların solunun organlarının yüzeylerinin geniş olması difüzyon olayını hızlandırmaktadır. Trake sistemi ile yapılan solunum haricinde diğer solunumlarda, solunum sistemi yüzeyi kılcal damarlarla sarılmıştır. Solunum olayında meydana gelen olaylar ortama göre değişkenlik göstermektedir. Solunum kara ortamında ve su ortamında Solunum Sistemini Resim üzerinde göstermek gerekirse;Kuşlar uçma özelliğine dolayı diğer hayvanlara oranla daha fazla oksijene ihtiyacı yüzden solunum sistemler gelişmiş bir SolunumBurun Solunum havasının alınmasını alınan hava nemlendirilmektedir. İçerisinde bulunan kıllar solunum havasını temizlemektedir. Aynı zamanda burun koku almamızı Burun ve ağız boşluğunun, yemek borusuna açıldığı yolda bulunmaktadır. Yani ağzı ve burun boşluğunun birleştiği noktada bulunmaktadır. Yutak üzerinde küçük dil ve bademcikler bulunmaktadır. Yutma sırasında solunum durmaktadır. Çünkü, lokmayı yutarken küçük dil geriye doğru yaslanmaktadır. Bu şekilde lokma soluk borusuna kaçmamaktadır. Ancak küçük dilin soluk borusunu kapatmasından dolayı gaz alışverişi Soluk borusunun üst kısmındadır. İçinde ses tellerini taşımaktadır. Kıkırdak halkalarından oluşmuştur. Gırtlak gelen havayı soluk borusuna iletmektedir. Gırtlakta meydana gelen hastalıklara larenjit Borusu Yutak ve akciğerleri birbirine bağlamaktadır. Trake olarak nitelendirilen soluk borusu yemek borusunun önünde bulunmaktadır. Soluk borusu üç tabakadan oluşmuştur. Bunlar; epitel doku, düz kas ve kıkırdak halkalar ve bağ dokularıdır. Kıkırdak halkalar olmasaydı soluk borusunda kapanmalar meydana ve Bronşcuklar Bronş ve broşcuklar yapı olarak soluk borusuna benzemektedir. Ancak kıkırdak halkaları daha sistemimizde hayati görevler Kalp ile birlikte göğüs boşluğunu doldurmaktadır. Pembe bir yapıya sahiptir. Sol ve sağ akciğer bulunmaktadır. Akciğerin altında ise diyafram bulunmaktadır. Akciğerler dışarıda ki havayı alıp, havadaki oksijenlerin kılcal kan damarlarına geçmesini sağlamaktadır. Ayrıca organlardan kirli kan ile gelen karbondioksiti dışarı soluk alma ve soluk vermede görev alma – verme hızını omurilik soğanındaki ve beyindeki solunum merkezleri düzenlemektedir. Normal şartlarda soluk alışverişi dakikada yaklaşık 18 kez Hızını Etkileye Faktörler Bulunmaktadır. Bunları sayacak olursak ;– Akciğerde bulunan basınç azlığı ve çokluğu– Kaburga kaslarında meydana gelen kasılma ve gevşemeler– Solunum merkezlerinden gönderilmiş olan impluslar Kaburga kasları ve diyafram uyarılmaktadır.– Diyaframda meydana gelen kasılma ve gevşemeSoluk Alma ve Soluk Verme Oksijence zengin olan havanın solunum yollarını takip ederek alveollere ulaşması olayına soluk alma denmektedir. Yetişkin bir insanda akciğerler yaklaşık 6 litre hava bulunan karbondioksit oranı yüksek havanın alveollerden vücut dışına atılması olayına ise soluk verme denmektedir. Bu şekilde vücut kirli havadan kurtulmaktadır. Solunum sistemi fizyolojisi, kan ile atmosfer arasındaki gaz değişimini sağlayan bir sistemdir. Solunum organlarıyla dış ortamdan alınan oksijen ile içeride bulunan karbondioksidin yer değişimiyle oluşmaktadır. Solunum organlarına alınan oksijenin hücrelere taşınması ve hücredeki karbondioksidin solunum organlarına getirilmesine iç solunum denilir. Hücrelerdeki besinlerin oksijenle veya oksijensiz yakılıp ATP üretilmesine hücresel solunum denir. Tek hücrelilerde oksijenin alınması ve karbondioksidin atılması hücre yüzeyinden difüzyonla olur. Sünger ve sölenterlerde özelleşmiş solunum sistemi yoktur. Sudaki erimiş oksijeni vücut yüzeyleri ile alır karbondioksidi aynı yolla atarlar. Solunum dörde ayrılır. Bunlar;Deri solunumu Solungaç solunumu Trake solunumu Akciğer solunumuDeri solunumu genel olarak bu solunum çeşidi solucanlarda görülmektedir. Yassı ve yuvarlak solucanlarda dolaşım sistemi yoktur. Kan damarları bulunmaz oksijen ve karbondioksit vücut yüzeyinden alınıp verilir. Toprak solucanından deride goblet hücreleri çıkardıkları mukoz salgıyla vücudun nemli olması sağlarlar. Havadaki oksijen vücut sıvısında eritilerek alınır. Sırt damarına geçen oksijen bütün vücuda yayılır. Kurbağa ve semender erginlerinde de deri solunumu görülür. Oksijenin %25'nin alınmasını deri sağlar. Solungaç solunumu suda yaşayan canlılarda görülür. Kurbağa larvaları, deniz solucanları, bazı yumuşakçalar, kabuklular ve balıklarda bulunur. İplik tüy ve yaprak şeklinde olabilirler. Bir solungaç çok sayıda kılcal damar taşıyan ince bir hücre tabakasından oluşur. Solungaçlar da gaz değişimi, solungacı çeviren sudaki erimiş oksijen ile, kılcal damarlarda dolaşan kan arasında olur. Balıklarda ağız boşluğu içinde kıkırdaktan yapılı dört tane solungaç yayı bulunur. Balıklar ağızları ile devamlı su alırlar. Alınan sudaki erimiş oksijen, su solungaç yaprakları arasından geçerken difüzyonla kana, kandaki karbondioksit ise suya geçer. Karbondioksitli su solungaç yarığından suya verilir. Trake solunumu ise eklem bacaklılar da böcekler, çok ayaklılar, bazı kabuklular ve araknitlerde görülür. Trake solunumu yapan canlılarda kan oksijen ve karbondioksit taşımaz. Kanda alyuvar, hemoglobin gibi yapılar bulunmaz ve kan renksizdir. Trakelere gaz giriş çıkışı vücut ve kanat hareketleri ile sağlanır. Böceklerin karın halkalarının alt tarafında sağlı sollu yarık şeklinde stigma denilen açıklıklar bulunur. Stigmadan giren hava iç organlara kadar uzanan trake sistemi ile taşınır. Örümcek ve akrepte özel solunum organı olan kitapsı trake bulunur. Akciğer solunumu memeli canlılarda ve insanda akciğerle bağlı olarak alveoller bulunur. Kurbağa ve semender erginlerinde, sürüngen, kuş ve memelilerin tümünde görülür. Akciğerlerin vücut içinde bulunuşu solunum solunum yüzeyinin daima nemli kalmasını sağlar. Akciğerlerin hacimlerine yüzeyleri organizma gruplarının enerji ihtiyaçlarına göre değişkenlik gösterir. Kurbağalarda akciğer basit kese şeklinde bir yapıdır. Kesenin duvarları fazla kıvrımlı değildir. Akciğerler doğrudan bronşla ağız boşluğuna açılır. Trake bulunmaz. Sürüngenlerde akciğer duvarlarının iç kısmı bölmelere ayrılmış, solunum yüzeyi kurbağalara göre daha genişlemiştir. Kuşlarda akciğerler ve hava keseleri bulunur. Hava keseleri akciğerlere bağlanmıştır. Hava keseleri uzun kemiklerin içine, hatta derinin içindeki bağ dokuya kadar uzanır. Kuşlarda alveol bulunmaz. Kuşların akciğerleri esnek değildir. Uçma sırasında hava basıncı ile hava akciğerlere girer, uçma kaslarının hareketi ile de hava keselerinden dışarıya pompalanır. Memelilerde akciğerlerde alveol denilen kesecikler bulunur. Çeperleri ince ve nemlidir. Kılcal damarlarla çevrilidir. Gaz değişimi kılcal damarlardaki kirli kanla, alveollerde bulunan hava arasında olur. Solunum sistemiyle ilgili yapıların özellikleri organlarının duvarları ince yapıdadır. Buda gaz alışverişini organlarının yüzeyleri genişletilmiştir. Solunum gazlarının difüzyonunu organlarının yüzeyleri solunum sistemi ise akciğerleri ve akciğerlere hava taşıyan borulardan meydana gelmiştir. Burun, ağız, yutak, gırtlak, soluk borusu, bronşlar da solunumda rol oynar. Burun havayı temizler ve ısıtır. İnsan solunum sistemininde solunum sisteminin ilk organıdır. Soluk borusu ise ağız boşluğunun son kısmında yer alan yutağa, soluk borusu bağlanır. Başlangıç kısmına gırtlak denir. Kıkırdaktan yapılıdır. Soluk borusunun dış kısmında bağ dokusundan yapılmış koruyucu doku bulunur. Akciğerler kalp ile birlikte göğüs boşluğunu dolduran pembemsi renkli ve esnek dokulu bir organdır. Sağ ve sol olmak üzere iki bölümden oluşur. Akciğerler gaz değişiminin gerçekleştiği hava keselerinden meydana gelmiştir. Her bir akciğerde 300 milyon kadar alveol alma akciğerlere hava dolmasıdır. Bu sırada diyafram kası kasılarak düzleşir. Kaburga arası kaslar kasılarak kaburga uçlarını yukarı doğru kaldırır. Akciğerler genişler, hacmi artar, içindeki hava basıncı düşer, dışarıdaki hava akciğerlere dolar. Soluk verme akciğerlerdeki havanın dışarı verilmesidir. Bu sırada diyafram kası gevşeyerek kubbeleşir. Kaburga arası kaslar gevşer. Kaburga uçlarının aşağıya doğru inmesine sebep olur. Akciğerler daralır, basınç artar ve geri yayılma basıncının da etkisiyle akciğerlerdeki hava atmosfere verilir. Son Güncelleme 071546 Solunum Sistemi Fizyolojisi ile ilgili bu madde bir taslaktır. Madde içeriğini geliştirerek Herkese açık dizin kaynağımıza katkıda bulunabilirsiniz. 0 Yorum Yapılmış "Solunum Sistemi Fizyolojisi" Kayıtlı yorum bulunamadı ilk yorumu siz ekleyin Normal Solunum Sayısı Normal Solunum Sayısı, Bir kişinin 1 dakika içerisinde yaptığı solunumun sayısını sayısının bulmak için, en basit yöntem kişinin dinlenme halinde olduğunda 1 dakikada göğüs kafesinin kaç defa kalktığına göre bulunabilir. Bilindiği gi... Solunum Yetmezliği Solunum yetmezliği, solunum sistemindeki ventilasyon denilen gaz değişimindeki yetersizliktir. Bu bir hastalık değil sendrom olarak görülmelidir. Solunum yetmezliğinde duruma bağlı olarak arteriyel oksijen düzeyi korunamaz. Böylece hipoksemi ve arter... Yeni Doğan Bebeklerde Solunum Yetmezliği Yeni Doğan Bebeklerde Solunum Yetmezliği, Erken doğan yani prematüre bebeklerde oldukça sık karşılaşılan problemlerin en başında solunum yetmezliği sorunu gelir. Yeni doğan bebeklerin yaklaşık %3'ü, 30 haftadan önce doğan bebeklerin % 50'si, doğum ağ... Alt Solunum Yolları Alt Solunum Yolları, Solunum sistemi alt ve üst solunum yolları olarak iki bölümde incelenir. Üst solunum yollarına burun ve yutak oluştururken alt Solunum yollarını ise gırtlak soluk borusu ve akciğerler oluşturur. Nefes borusu akciğerlere vurulmuş ... Oksijensiz Solunum Denklemi Oksijensiz solunum denklemi, yaşamsal fonksiyonların devamı için gerekli olan oksijenin işleyişini ifade eder. Oksijensiz solunum bilimde Anaerobik Solunum olarak geçmektedir. Oksijenli solunum yapan canlıların yaşadığı ortamda oksijen kalmadığı zama... Derin Solunum Egzersizleri Derin solunum egzersizleri, Akciğerde sorun yaşayan kişilerin yeterli oksijen almaması durumunda kişilerde solunum zorlukları çekilmektedir. Nefes almak gibi problemler yaşayan kişilerin boyun ve omuzlarındaki kaslarda ağrılarda ve sancılar görülür. ... Kuşlarda Solunum Kuşlarda solunum, Damardaki kandaki karbondioksit gazının oksijen gazı ile yer değiştirmesini sağlayan temel sistemdir. Solunum sisteminde burun ve ağız birlikte yardımıyla dışarıdan alınan havanın içindeki oksijeni sırayla gırtlak ve soluk borusunda... Solunum Tipleri Solunum, tüm canlıların enerji ihtiyaçlarını karşılamak için havandan oksijen alarak vücuda zarar veren karbondioksidi dışarıya geri vermesi olayına verilen addır. Tüm canlılar genel ihtiyaç olan yemek yemek su içmek gibi vücuduna aldıkları besinleri... Solunum Sistemi Solunum sistemi, kandaki yer alan karbondioksit adı verilen CO2 gazının diğer gaz çeşidi olan oksijen gazı O2 ile yer ve konum değiştirmesini sağlayan sistemin adına bilinen en temel organı ise akciğerlerdir. Göğsün boşluk... Solunum Sayısı Solunum Sayısı; Bir insanın, 1 dakika içerisinde yaptığı solunumun sayısını gösteren değere denir. Solunum sayısını bulabilmek için en kolay metot, kişinin istirahat hali durumunda, 1 dakikada yapmış olduğu solunum ve göğüs kafesinin dakikada kaç def... Solunum Sistemi Hastalıkları Solunum yolu hastalıkları, Solunum sistemi insan vücuduna oksijeni taşımakla görevli olan sistemdir. Oksijen taşımak ile beraber kanın pH' değerini ayarlar ve karbondioksidi vücuttan uzaklaştırır. Solunum sisteminde bulunan organlar sırası ile; burun... Solunum Cihazı Fiyatları Solunum cihazı fiyatları, Solunum sisteminde tıbbi adı ventilasyon olarak ilen gaz değişimde yetersizlikten oluşur. Çoğu insanlarımız sigara kullanınımı çok yaptığı için ilerleyen yaşlarda solunum yetersizliği yaşarlar. Solunum yetersizliği için a... Normal Solunum Sayısı Solunum Yetmezliği Yeni Doğan Bebeklerde Solunum Yetmezliği Alt Solunum Yolları Oksijensiz Solunum Denklemi Derin Solunum Egzersizleri Kuşlarda Solunum Solunum Tipleri Solunum Sistemi Solunum Sayısı Solunum Sistemi Hastalıkları Solunum Cihazı Fiyatları Solunum Çeşitleri Solunum Fizyolojisi Bitkilerin Solunum Organı Solunum Hastalıkları Solunum Balıklar Nasıl Solunum Yapar Sigaranın Solunum Sistemine Etkileri Solunum Durması Üst Solunum Yolları İç Solunum Solunum Denklemi Bebeklerde Solunum Yolu Tıkanması Solunum Yolu Tıkanması Solunum Egzersizi Hırıltılı Solunum Akciğer Solunumu Solunum Sistemi Anatomisi Anatomi Solunum Sistemi Popüler İçerik Solunum Çeşitleri Solunum çeşitleri canlıların türleri açısından çeşitlilik gösterir. Bu sebepten dolayı da solunum 4’e ayrılmaktadır Deri Yoluyla Solunum Bedenin dı... Solunum Fizyolojisi Solunum fizyolojisi, solunum sistemi vücutta ihtiyaç duyulan gaz alışverişini dış ortamdan yapmak, dolaşım sisteminin yardımıyla solunumu düzenleme gö... Bitkilerin Solunum Organı Bitkilerin solunum organı, solunum türü gelişmiş hayvanlardaki solunum sistemine yakın olarak, en uçtaki hücresine civarı aldığı oksijeni faydalanarak... Solunum Hastalıkları Solunum hastalıkları, solunum sistemi yaklaşık olarak 700 trilyon hücreye oksijen taşıyan vücudun en önemli sistemlerinden biridir. Görevi yalnızca ... Solunum Solunum, organik bileşiklerdeki protein yağ ve karbonhidrat depolanmış kimyasal bağ enerjisinin açığa çıkarılarak metabolik enerjiye yani ATP' ye dö... Balıklar Nasıl Solunum Yapar Balıklar Nasıl Solunum Yapar, Canlıların yaşamsal faaliyetlerini sürdürebilmeleri için solunuma ihtiyaçları vardır. Canlıların çoğu solunumunu oksijen... Sigaranın Solunum Sistemine Etkileri Sigaranın Solunum Sistemine Etkileri, Tütün, dünyada önüne geçilebilir pek çok ölüm nedenleri arasında neredeyse ilk sıralarda yer almaktadır. Çağım... Solunum Sistemi Nedir ? Özellikleri ve Görevleri Nelerdir ? Bir bebeğin dünyaya geldiği anı düşünün. Doğar doğmaz ağlaması onun hayatta olduğunun ilk işaretidir. Akciğerleri hayat boyu devam edecek görevine başlamıştır. Görev bitince hayat da biter. Solunum sistemi çoğu zaman varlığını unuttuğumuz bir sistemdir bedenimizde. Solunum Nedir ? Solunum, düşük ısılarda gerçekleşen kimyasal bir olaydır. Hücrelerimiz havadaki oksijeni kullanarak besinlerdeki karbonu yaktığında vücudumuz için gerekli enerji ortaya çıkar. Er nefes alışımızda vücudumuzda gerçekleşenleri içimizde yanan ateşlere benzetebiliriz. Gözdeki retinadan kaslardaki hücrelere kadar milyarlarca hücre havaya ve hava içindeki oksijene ihtiyaç duyar. Bu nedenle soluduğumuz havadaki 100 trilyon molekülün 21 trilyonu oksien molekülüdür. Oksijen molekülü vücudumuzun en ücra köşesine ulaşarak karbondioksit molekülleri ile yer değiştirir. Soluduğumuz hava ile gerçekleşen bu durum sonunda oksijen, karbondioksit ve su alışverişi meydana gelir. Hayatta her şey aslında başladığı yere dönüş yaparak devam eder. Nasıl kan dolaşımı kalbin solundan başlayarak vücudu dolaşıp tekrar başladığı yere dönüyorsa, solunum da burnumuzda başlayıp yine orada son bulur. Nefes alma işleminin düzenlenmesinde iki parametre görev alır. Bunlardan birincisi, metabolizmanın çalışmasına bağlı olarak ortaya çıkan karbondioksit artışıdır. İkincisi ise hareketin artmasıyla oksijene duyulan ihtiyacın da artmasıdır. Vücudumuzun içinde bulunduğu bu durumlar sinir sistemi tarafından değerlendirilerek bir karar verilir. Bu karara göre de soluk alma sıklığı ve miktarı ayarlanır. Organik maddelerin yıkımı şeklinde gerçekleşen bu reaksiyonlarda son elektron alıcsına göreO2 li veya O2 siz solunum denir.. O2 li solunum yapan canlıların yaşadıkları ortamdan Tatlı ve tuzlu su,Dokun sıvısı ve karasal ortam O2 almak ve ortama CO2 vermek zorundadırlar. NotO2 siz solunum yapan canlılarda sadece dış ortama CO2 verilişi vardır. Basit vücut yapısına sahip canlılarda Yüzeyle alınan O2 bütün vücut hücrelerine difüzyonla aynı yolla vücut yüzeyinden dış ortama verilir. Gelişkin olmalarına rağmen trake solunumu yapan böceklerde de sistem aracılığı ile hücreler doğrudan dış ortamla gaz alış verişi yaparlar Kompleks organizmalarda solunum yüzeyi Vücut hücreleri arasında gazların taşınmasında dolaşım sistemi rol alır. Solunum yüzeyi ile dolaşım sistemi arasındaki gaz alış verişine dış solunum. Dolaşım sistemi ile vücut hücreleri arasındaki gaz alış verişine iç solunum denir. Su ortamında solunum Suda O2 oranı azdır Solunum yüzeyi vücudun dışındadır Deri ve solungaçlarla gaz alış verişi yapılır Solunum yüzeyinin karasal ortamda olduğu gibi fiziksek ve kimyasal olumsuzluklardan etkilenmesi söz konusu değildir Su ortamında canlı yeterli O2 alabilmek için devamlı hareket etmeli veya çevresindeki suyu hareket ettirmelidir Karasal ortamda solunum O2 oranı fazladır Solunum yüzeyleri vücut içine alınmıştır Deri solunumunda hariç Solunum yüzeyinden nem kayıbı ve kuruma tehlikesi vardır Solunum yapıları mukus üreten bezlerle desteklenmiştir Fiziksel ve kimyasal olumsuzluklara karşı özel yardımcı yapılar gelişmiştir Deri,Trake ve akciğerlerle gaz alış verişi yapılır Atmosferde yeterince O2 nin olması CO2 nin hızlı yayılması canlıların solunumunu kolaylaştırıcı faktördür. Karasal ortamda solunuma destek yapılar Burun Yutak Soluk borusu ve bronşlar Diyafram Kaburgalar ve kaburgalar arası kaslardır Salgı bezleri Mukus Tek hücrelilerde solunum Bulunulan sıvı ortamdan gaz alış verişleri bütün yüzeyle olur. Bitkilerde solunum Su bitkilerinde koruyucu dokuda çeper kalınlaşması , kutiküla salgısı ve mantarlaşma olmadığı için stoma ve lentisel gibi madde alış verişinin sağlandığı yapılar bulunmaz. Bütün yüzey dış ortamla gaz alış verişini gerçekleştirir. Karasal yaşama uyumlu bitkilerde ise çeper kalınlaşması ,kutiküla birikimi ve mantarlaşma üstü genç yapılarda stomalar, yaşlı ağaçsı yapılarda lentiseller ve köklerde emici tüyler gaz alış verişini gerçekleştiren yapılardır. NotStomalardan CO2 alınıp O2 verilirken,lentisel ve emici tüylerden O2 alınıp CO2 verilir Hayvanlarda solunum ADeri solunumu ÖrnSüngerler, hidralar,, solucanlar Çoğunlukla su ortamında yaşarlar. Karada yaşayanlarda vardır Solunum yüzeyi olarak derilerini ve vücut yüzeylerini kullanırlar. Kapalı dolaşıma sahip toprak solucanlarında iç ve dış solunum görülür İç ve dış solunum görülenlerin dolaşım sıvısında taşıyıcı pigmentler bulunur BTrake solunumu ÖrnSinek,arı,çekirge vb. Karasal yaşama uyumlu canlılardır atmosferdeki moleküler O2 kullanırlar Dolaşım sıvıları gaz taşınımında rol almazlar Dolaşım sıvısında taşıyıcı pigment bulunmaz İç ve dış solunum görülmez Sistem bütün vücud hücrelerinin dış ortamla doğrudan gaz alış verişini sağlar Dokulara gaz taşınımını en hızlı gerçekleştiren sistemdir C Solungaç solunumu Suda yaşayan omurgasızlarda,balıklarda ve kurbağa larvalarında bulunur. Suda çözülmüş O2 ni almaya özelleşmiştir Vücud dışında bulunur Tüysü,dalsı ve yapraksı yüzey artırıcı şekillerde bulunur Her hangi bir koruyucu ve yardımcı oluşum bulunmaz. DAkciğer solunumu Karasal yaşama uyum sağlamış omurgalılarda bulunur. Örn Kurbağa erginleri,Sürüngenler,Kuşlar ve Memelilerde Atmosferdeki moleküler O2 ni almaya özelleşmiştir Karasal yaşamın olumsuz etkenlerinden Fiziksel,kimyasal ve biyolojik korunmak için vücud içine alınmıştır Özel koruyucu ve yardımcı yapılarla desteklenmiştir Solungaçlarda olduğu gibi yutağa bağlı olarak gelişir Kurbağalarda basit odalara ayrılmış kese şeklindedir Sürüngenlerde bölmelere ayrılmış yüzey alanını artırmıştır Kuşlarda akciğer hava kılcal kanalları ve bunların etrafında bolca kılcal kan damarları akciğere bağlı hava keseleri 5 çift bulunur. Memeli akciğerleri Alveoler odalardan alanı çok geniştir. Kuşlarda akciğerlere bağlı hava keseleri ile gaz alış verişi yapılmaz Notlar A-Akciğerli balıklar Nehir sularında yaşar Solungaçlar vardır ve suda solungaç solunumu yapar. Yutağa bağlı hava keseleri bulunur Hava keseleri atmosfer havasını serbest oksijenini kana bağlar Balık her iki sistemi birlikte kullanabilir Nehir suyu kuruduğunda sadece hava keselerini kullanarak akciğer solunumu yapar. B-Kurbağalarda akciğer solunumunun yanında ,deri ve yutakta solunuma yardımcıdır. C-Akçiğer sistemine bağlı olarak alınan havanın oksijeninden en yüksek oranda faydalanmayı sağlayan sistem kuş akciğer sistemidir İnsanda solunum yapıları 1- Burun Temel özellikleri ve görevleri Alınan solunum havasının temizlenmesini sağlar Alınan solunum havasının ısısını ayarlar Alınan solunum havasının nemini ayarlar Alınan solunum havasının kimyasal olarak tanımlar 2-Yutak Temel özellikleri ve görevleri Ağızdan alınan besinlerin yemek borusuna gitmesi Burunla alınan solunum havasının soluk borusuna gitmesi Besin ve solunum havası ile gelen mikro organizmalara karşı vücudu uyarmak. 3-Soluk borusu Trake Temel özellikleri ve görevleri Yutak ile bronşlar arasında bulunur. Yapısında yarım ay şeklinde kıkırdak halkalar bulunur İç yüzey silli silindirik epitel ile örtülüdür İç yüzeyde bol miktarda mukus üreten goblet hücreleri bulunur 4-Bronşlar ve bronşçuklar Temel özellikleri ve görevleri Trake ile alvoler odalar arasında bulunur Yapı olarak trakeye benzer Ancak yapısında tam kıkırdak halkalar bulunur 5-Alveoller odalar Temel özellikleri ve görevleri Bronşcuklarla beraber akciğerlerin temel yapısını oluşturur Tek katlı yassı epitelden oluşmuştur Birleşik odacıklar şeklindedir Etrafı kılcal kan damarları ile çevrilidir Dış ortamla gaz alış verişi bu yapı ile gerçekleşir Solunum pigmentleri Kan veya dolaşım sıvısında gaz taşınımında rol alan Hemoglobin gibi moleküllere solunum pigmenti denir. a-Hemoglobin Yapısında demir bulunur. Omurgalıların alyuvarlarında bulunur Kırmızı renklidir Omurgasızlarda Toprak solucanı plazmada bulunur Omurgasızlarda O2 depolar b-Hemosiyanin Yapısında bakır bulunur Omurgasızlarda yumuşakça ve eklem bacaklılarda görülür. Plazmada bulunur Renksizdir. O2 ile birleşince mavi gözükür c-Hemoeritrin Yapısında demir bulunur Kırmızı renklidir Omurgasızlardan halkalı solucanlarda bulunur Kan hücrelerinde yer alır d-Klorokuriorin Yapısında demir bulunur Halkalı solucanlarda bulunur Yeşil renklidir Kan plazmasında yer alır Solunum pigmentlerinin ortak özellikleri Oksijenle kolayca birleşip ayrılırlar Yapılarında metal iyonu bulunur Kanın daha fazla oksijen ve karbondioksit taşımalarını sağlarlar Nefes alıp verme mekanizması Nefes alma Aktif olaydır. Enerji harcanır Kaburgalar arası kaslar kasılır Diyafram kasılır Göğüs iç hacmi artar Atmosfer havası akciğerlere dolar Toplar damarlarda kanın kalbe dönüşünde etkindir 2-Nefes verme Pasif olaydır Enerji harcanmaz Kaburgalar arası kaslar gevşer Diyafram gevşer Göğüs iç hacmi azalır Akciğerler sıkıştırılır Akciğer dokusal olarak elastik özelliktedir geri yaylanma ile solunum havası dışa verilir Kanda CO2 taşınımı Kanda CO2 taşınımı 3 şekilde gerçekleşir HbCO2 olarak HCO3- olarak plazmada CO2 olarak plazmada Kanda O2 taşınımı Kanda O2 taşınımı 2 şeklide gerçekleşir. HbO2 olarak eritrositlerde O2 olarak plazmada Alm. Atmungsorgane, Respirationsorgane pl, Fr. Appareil m, respiratoire, İng. Respiratory system. Canlı varlık ile onun dış ortamı arasında, gaz alış-verişi ve hayâtın en temel özelliklerinden birisi olan, solunumun yapıldığı organ gâye, canlının aralıksız oksijen alması ve karbondioksit vermesidir. Bâzı tek hücreli canlılar anaerobik bakteriler ve bâzı parazitler dışındaki bütün bitki ve hayvanlar yaşamak için oksijene muhtaçtırlar. Oksijen canlılarda farklı yollardan temin edilmektedir. Canlıda teşekkül eden karbondioksitin fazlası da bu yollardan uzaklaştırılır. Canlı hücreyle bulunduğu ortam arasında gaz alış-verişi oksijen ve karbondioksit, dâimâ gazların hücre zarından içeri veya dışarı geçişiyle olur. Tek hücreliler dış ortamla doğrudan doğruya temas hâlinde olduklarından, oksijen alma ve karbondioksit verme kolaylıkla yapılır, dolayısıyle özel bir solunum cihazına ihtiyaçları yaşayan çok hücreli fakat yapısı basit olan bâzı basit yapılı hayvanlarda, deniz anasında özel bir solunum sistemi yoktur. Zîrâ bu hayvanlarda vücudun iç hücreleri dahi oksijen taşıyan ortamdan, yâni sudan uzak hayvanlarda oksijen deri yoluyla kılcal damarlara geçer. Kurbağalarda olduğu gibi, diğer çok hücrelilerde vücut kitlesi arttıkça, vücûdun iç tarafında bulunan hücrelerin solunumu bir problem meydana getirmiştir. Böylece oksijeni vücûdun her hücresine götürecek ve karbondioksiti buradan uzaklaştıracak özel solunum sistemleri yapısı üstün olan canlılarda, yâni insanlar ve memeli hayvanlarda solunum, dış solunum ve iç solunum olmak üzere ikiye ayrılır. Dış solunum deyince, dış ortam ile akciğer kılcal damarlarının kanı arasındaki gaz alış-verişi ve iç solunum deyince, vücuttaki diğer kılcal damarların kanı ile dokular arasındaki gaz alış-verişi ve aynı zamanda hücre içindeki oksidasyon olayları anlaşılır. Gerek iç, gerekse dış solunumda oksijen alınır, karbondioksit verilir. Solunum sistemi, dış solunumu yürüten sistemdir, yâni bedenin dış ortamla gaz alış-verişini sağlamak ve düzenlemekle yükümlüdür. Görevini dolaşım sistemi ve kanla birlikte meydana sistemi; havayı dış atmosferden gaz alışverişinin yapıldığı yüzeye ileten solunum yolları, göğüs boşluğu içindeki bu yolların bir kısmıyla berâber, gaz alış-verişiyle ilgili birçok hava keselerinden yapılmış akciğerler ve bu organların işlemesini ve düzenlenmesini sağlayan plevra, solunum kasları ve sinirlerden yolları; burun boşluğu, yutak farinks, gırtlak larinks, ana nefes borusu trakea, bronşlar ve sistemi, burun boşluğu ile başlar, burun boşluğu çok damarlı mukoz zarla örtülüdür ve duvarında konka adı verilen bir takım çıkıntılar vardır. Burun boşluğunda konkaya çarparak geçen havanın ısısı, vücut ısısına getirilir ve kuru ise nemlendirilir. Hava soluk alma esnâsında burun boşluğundan geçerken, içinde bulunan yabancı cisimlerden de temizlenir. Bu temizleme işlemi şu mekanizma ile olur. Hava konkalara çarpınca yön değiştirir, bu sefer harekete devam eden hava burun boşluğunun duvarına çarpar ve mukoz sıvı içinde tutulurlar. Solunum havasının yabancı cisimlerden temizlenmesi işinde mekanizma o kadar etkilidir ki, beş mikrondan daha iri cisimler akciğerlere doğru geçirilmezler. Şâyet burun boşluğunu geçebilen cisimler olursa, bunlar daha sonraki solunum yollarında tutulurlar. Burundan sonra gırtlak gelir. Bkz. GırtlakNefes borusu trakea, açıklığı arkaya bakan at nalı biçiminde yaklaşık 16-20 kıkırdak halkasından yapılmıştır. Kıkırdak halkalarının uçları birbirlerine kasla bağlıdırlar, kıkırdaklar arası destek dokusu ile doludur. Böylece nefes borusunun ön ve yan duvarları katı yapılı, arka duvarı yumuşak gevşek yapılıdır, bu şekilde boşluğu devamlı açık tutulan bir tüptür. Yaklaşık 25 cm uzunluğundadır. Kesit yüzeyi 2,5 cm2 olup, yanlama çapı ön-arka çapından 1/4 oranında daha geniştir. Solunum hareketleri sırasında, hem çapı hem uzunluğu borusunun boşluğu tüylü epitel ile örtülmüştür. Burada bulunan bezlerin salgıları ve tüyler, burun boşluğunu geçebilen tozları ve diğer yabancı cisimleri tutarak akciğerlere girmesini önler. Epitel tüyleri yönleri ağıza doğru olmak üzere, hep beraber koordineli bir şekilde ve dalgalar hâlinde hareket ederek, üstlerini kaplayan hava yollarının salgılarını ve içinde tutulmuş olan yabancı cisimleri ağıza doğru iterler ve balgam şeklinde dışarı atılmasını borusu alt ucunda 70 derecelik bir açı ile sağ ve sol ana bronşlara ayrılır. Sağ ana bronş nefes borusunun hemen devamı hâlindedir, nefes borusundan 25 derecelik bir açı yapar. Sol ana bronş ise 45 derecelik bir açı yapar. Sağ ana bronş 1,5-2 cm uzunlukta, 12-16 mm genişlikte, sol ana bronş 5 cm uzunlukta, 10-14 mm genişliktedir. İki ana bronşun toplam çapı nefes borusundan büyüktür. Solunum yolları ana bronşların akciğerlere girip burada birçok dallanmalarla gaz alış-verişinin yapıldığı alveollere kadar uzanır. Akciğerler kan-hava arası gaz alış-verişlerinin yapıldığı organlardır. Bkz. AkciğerlerAkciğerlerde gaz alış-verişinin meydana geldiği kısım alveol denilen hava torbacıklarıdır. Dolayısiyle duvarlarını alveollerin meydana getirdiği, alveol keseleriyle birlikte duvarlarında alveollerin bulunduğu alveol kanalları ve solunumla ilgili bronşcuklar, gaz alış-verişiyle görevlidirler. Bu yapılardan önceki terminal bronşcuklara kadar olan hava yolları ise alveolleri olmadığından, sâdece hava iletimiyle ilgilidirler, bunlara iletken hava yolları denir. Terminal bronşcuktan sonra gaz alış-verişinin yapıldığı akciğer bölümüne solunumla ilgili birimler denir. Her akciğer labülü 3-5 solunumla ilgili birimden yapılmıştır. Solunum sırasında alınan havanın hepsi bu birimlere ulaşmaz, bir kısmı gaz alış-verişi yapılmayan, yâni iletken hava yollarında kalır ki buna ölü boşluk havası etrafı kılcal damarlar tarafından kafes gibi sarılmıştır. Kılcal damarlardaki kanla alveol içi hava boşluğu 0,5 mikron kalınlığında bir zarla ayrılmıştır. Zarın bir yüzünde alveolün yassı epitel hücreleri, diğer yüzünde damara âit endotel hücreleri bulunur. Bu zar, havayla kan arasında gaz alış-verişinin yapıldığı yerdir. Burada havadan kana oksijen; kandan havaya da metabolizmanın artık ürünü karbondioksit geçer. Bu geçiş bir taraftan diğer tarafa diffüzyon yoluyla olur. Geçişi yürüten kuvvet ise iki taraf arasındaki, gaz çeşidi yönünden, yoğunluk farkıdır. Bu şekilde dokulardan gelen kirli kan, akciğerlerde temizlenerek tekrar dokulara duvarlarında veya alveoller arasında 10-15 mikron çapında kohr pencereleri adı verilen delikler vardır. Bunlar alveoller arasında bağlantı sağlarlar. Böylece bronşların veya bronşçukların tıkanması hâlinde, komşu segmentlerden veya lobüllerden havalanmak sûretiyle hava yolu tıkanan akciğer kısmının fonksiyonunun devâmı sağlanır. Ancak bu pencereler iltihâbî olaylarda havanın girip çıkması, göğüs kafesiyle akciğerlerin birlikte gelişen hareketleriyle gerçekleşir. Bu hareketleri yürütücü kuvvet; göğüs kafesi kasları ve diyafrağmadır. Kubbe şeklinde olan diyafrağma, solunumun esas kasıdır, solunum havasının % 60’ı diyafrağma hareketleriyle temin edilir. Soluk alma esnâsında diyafrağmanın ve kaburgaların öne ve yukarı doğru hareketini sağlayan göğüs kafesi kaslarının kasılmasıyla göğüs boşluğu genişletilir. Bu genişlemeyi plevra aracılığıyla, göğüs kafesine yapışık olan akciğerler pasif olarak tâkip eder. Bu durumda akciğer içindeki basınç, atmosfere göre düşerek hacim artışı kadar hava solunum yollarından akciğerlere akar. Soluk verme ekspirasyon hareketinde göğüs boşluğu küçülür, akciğerlerin hacmi azaldığından, içindeki basınç dış ortamdakinin üstüne çıkarak hava dışarı şartlarda, soluk verme pasif bir harekettir, yâni bir kasın yardımı olmadan meydana gelir. Bu pasif olarak eski hâlini alma, soluk alma sırasında kasılan kaslarda ve çekilmeyle gerdirilen göğüs kafesi ve akciğerlerdeki elastik yapılarda depo edilen potansiyel enerjiyle meydana gelir. Ancak zorlu solunum esnâsında, soluk verme de aktifleşir ve bu aktiflik göğüs kafesini daraltan kasların kasılmasıyla sağlanır. Normal bir soluk vermeden sonra, soluk almaya geçilmediği sırada akciğerlerdeki hava ile atmosfer havasının basınçları birbirine denktir ki, bu sırada akciğerler ve göğüs kafesi kadar en kuvvetli soluk vermeden sonra bile, akciğer içindeki hava tamâmen çıkarılamaz. Bu çıkmayan hava alveolleri devamlı açık tutmaya hizmet ederek, elastik büzüşmeyle alveollerin kapanma eğilimini ortadan kaldırır. Aksi takdirde kapanan alveoller, bir sonraki soluk almada açılmaya karşı direnç göstererek solunumu zorlaştırırlardı. Bu havaya “rezidüel hacim” denir ve 1200 ml karın bir de göğüs tipi solunum ayırt edilir. Karın tipi solunumda, solunumla berâber karın hareketleri tâkip edilir. Soluk alırken karın dışarı doğru çıkar, soluk verirken de içeri çekilir. Göğüs tipi solunumda kaburgaların hareketi daha bârizdir. İstirahat hâlinde insanın ve hemen bütün hayvanların solunumu, karın tipi solunumdur. Herhangi bir şekilde karın hareketleri önlenirse gebelik, elbiseler, korseler veya karında ağrı ve sancı olursa göğüs tipi solunum meydana istirahat hâlinde normal solunum ritmi dakikada 12’dir. Bu ritimde ortalama 2 sâniyelik soluk alma dönemini, 3 sâniyelik soluk verme tâkip etmektedir. İstirahat hâlinde, bir defâlık solunum hacmi 500 ml kadardır. Bir dakikada akciğerlere giren ve çıkan hava hacmiyse 1000 ml’dir. Bu değerler istirahat dışındaki egzersiz, heyecan, yorgunluk, hastalık gibi durumlarda değişirler. Bu değişiklik solunumun çeşitli faktörlerle düzenlenmesiyle meydana gelir. Soluk alma ve verme işleminin ritmi, beyinde bulunan solunum merkezince düzenlenir. Solunan hava değişikliklerinin derecesi de kasların kasılma durumuyla tespit edilir ki, bunu da solunum merkezinden gönderilen uyaranların şiddeti düzenler. Solunum merkezinin düzenlemesiyse, çevreden sinir ve kandan kimyevî faktörlerden alınan kandaki oksijenin ve karbondioksitin kısmî basınçları ve hidrojen iyon miktarı haberlere göre olur. Solunumun sinir yoluyla kontrolü otomatik olup, kişi şuuruyla ancak bir dereceye kadar solunumunu kontrol edebilir. İrâdeyle soluk tutulması bir süre kâbildir ve sonunda otomatik kontrol faaliyete geçer. Bunun sebebi kanda karbondioksit miktarının artması ve beyindeki solunum merkezinin bu artışa çok hassas olmasıdır.

solunum sistemi ile ilgili ilginç bilgiler